İyi Ramazanlar dileyerek bu hafta sizlere ramazan ayı ile ilgili bir yazı hazırladım. Ramazan ayı manisiz olur mu?
Bu aya sultan derler
Kaymak ile baldan yerler
Ezelden adet kılınmış
Davulcuya bahşiş verirler
----------------------
Ezanlar hep okundu
İftarlığım lokumdu
Aç karnına çok yedim
Bana biraz dokundu.
Ramazanın ilk gecesi sahura kalkmak çok önemliydi Her mahalleden geçen ramazan davulcusu sahur saatini hatırlatmak için daha da güçlü vururken davuluna, maniler döktürmeyi de ihmal etmezlerdi.
Bektaşî’ye sormuşlar:
— Ramazanla nasılsın? Cevap vermiş:
— Pekiyiyiz erenler, ne fakir mübareği incitiyorum, ne de o fakire dokunuyor.
---------------
İftar deyip geçmeyin; o iftar sofrasında, hem de iftariye olarak neler yoktu? İnsan onlarla doyardı da yemekler artınca şaşmaz hükmünü verirdi:
- Mübarek, bereket ayı vesselam.
Öyle konaklar vardı ki kapıları, ardına kadar açılırdı. Her giren, kendine layık gördüğü sofraya otururdu. Yemekten sonra da diş kirası denen, az çok bir para ile çıkılırdı bu konaklardan
İftardan sonra sade kahveler, derken teravih. Teravihi hatimle kıldıran imamlar vardı. Cemaat birinci secdeden kalkmadan ikinci rekâtı bitiren imamlar vardı.
Bahariye Mevlevi hanesinin imamı (Hafız Zındık da derlerdi), Karagöz’e gideceği geceler otuz üç rekât namazı on beş dakikaya sığdırıverirdi. Büyük konaklara imamlar tutulur, teravih, konağın salonunda kılınırdı. Bu da ramazanın bir başka şerefiydi. Ramazanın on beşine kadar yokuş, on beşinden sonra iniş denirdi.
Değerli okurlar yazımızın son bölümünde geçen haftanın sorusunun cevabını verelim; tıbbın simgesi asa üstünde yılan dı, niçin?
İlk uygarlıkların hemen hepsinde bir 'yaşam ağacı' öyküsü vardır. O zamanlarda insanlar hastalıkların çarelerini doğada arıyorlar, ilaçlarını bitkilerden yapıyorlardı. Tabiatı, ağaçlan ve bitkileri besleyen ve koruyan topraktı.
Ölümsüzlüğün simgesi olan 'yaşam ağacını yılanlar, yılanları da toprak koruyordu. Bu inanış tıbbın simgesi olarak günümüze değin gelmiştir.
-Ramazan ayında sık duyduğumuz "diş kirası" ne anlama gelir.