Hayatımızın her dönemi bir mücadele, bir çaba içerisinde geçmektedir. Kimimiz iş telaşı kimimiz okul telaşı ile geçiriyoruz ömrümüzün yarısını.
Ve bu telaşlarımızı arttıracak sınavlar oluyor her daim karşımızda. Bir öğrenciyi ele alırsak, okula başladığı günlerden itibaren sınavlara girmek zorunda. ilkokul yazılıları, ortaokul yazılıları, TEOG sınavı ve ardından Üniversite sınavı.
Mesele sadece sınava girmekte değil mesele onları geçebilmekte. Bu durum ise sınav kaygısını oluşturmaya başlıyor. Gelin sınav kaygısını yakından tanıyalım...
Kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık durumudur.
Sınav kaygısı ise; sınav öncesi öğrenilen bilginin sınav sırasında kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun duygu halidir. Sınav kaygısını daha yakından tanımak adına neden - sonuç ilişkisi kuracak olursak, aile ve çevrenin yüksek beklenti düzeyi, hedefi gözünde büyütme, sınav sonuçları hakkında saplantılı düşünceler ( başarısız olacağım..), sınavın kötü geçeceğine dair inançlar, sınav esnasında yanlış kodlama yapma veya yanlış yazma endişesi, dikkati toplayamama ve aşırı heyecan yapma korkusu gibi faktörler sınav kaygısının en belirgin nedenleri arasında gösterilmektedir. Bu nedenlerden kaynaklanan sonuçlara bakacak olursak karşımıza fiziksel ve duygusal sonuçlar çıkmaktadır.
Fiziksel belirtiler; terleme, titreme, baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, huzursuzluk, kalp çarpıntısı nefes darlığı, karın ağrısı şeklinde kendini göstermektedir. Duygusal belirtiler ise; sürekli sinirli olma hali, öfke, hayal kırıklığı, korku, yetersizlik hissi, mutsuzluk vb. durumlarda kendini göstermektedir.
Aile olarak bu neden-sonuç ilişkisi iyi kavranıldığı zaman çocuklarda sınav kaygısının var olup olmadığını, var ise erken teşhisin yapılabilmesi adına oldukça önemlidir. Doğru bir teşhis uzunca yılların boşa gitmesini engelleyerek başarının gelmesini sağlayacaktır.
Aile olarak yapmanız gereken onu her koşulda desteklemek, güven duygusunu inşa edebilmektedir. Bu aşamada onlara yapabileceğiniz en büyük iyilik ders çalışmalarını aksattıkları zaman onları olabildiğince az uyarmak olmalıdır.
Sınav kaygısı önlenmediği zaman iyi olmayan sonuçlar doğurmaktadır. Aileye düşen rolün yanı sıra sınav kaygısı yaşayan öğrenciye de sorumluluk düşmektedir. Aile gerekli tedbirleri almakta sorumlu olmalı, sınav kaygısı yaşayan öğrencinin ise bu durumu atlatmak için çaba sarf ediyor olması gerekmektedir.
Sınav kaygısını yenebilmek adına tüm öğrencilerin bilmesi gereken etkili yöntemler bulunmaktadır. Bunlardan birincisi fiziksel egzersizler, ikincisi ise zihinsel egzersizlerdir. Sınav sırasında, öğrencinin heyecanlandığı ve işin içinden çıkmakta zorlandığı anlarda fiziksel ve zihinsel egzersizleri uygulaması onu bir önceki halinden daha çok rahatlatacaktır.
Fiziksel egzersizler, doğru nefes alma tekniklerinden ve kişiye göre seçilmiş bedensel gevşeme hareketlerinden geçmektedir. Nefes ve gevşeme egzersizleri doğru zaman ve uygun şartlarda yapıldığında oldukça faydalı olacaktır.
Zihinsel egzersizler ise, sınav esnasında veya sınavdan önce " başarısız olacağım, sınavım kötü geçecek, ne yaparsam yapayım olmayacak, ailemi utandıracağım" gibi olumsuz otomatik düşüncelerin ortadan kalkması adına kullanabileceğimiz, aklımızı başka yönlere götüren egzersizlerin tümüdür. Bu egzersizler zihni rahatlatarak olumsuz düşüncelerden kurtulmamızı sağlayacaktır.
Gerekli önlemler doğru zamanda alındığında sınav kaygısı öğrencilerin ve ailenin korkulu rüyası olmaktan rahatlıkla çıkabilir. Hayatımızın tümünde korku ve endişelerimizin bir adım önüne geçebilmek bizlere başarıyı getirecektir. Ve unutmamalıyız ki kendi potansiyelimizi doğru değerlendirmemiz bizlere istediğimiz çoğu kapıyı açacaktır.