'Uzun ince bir yoldayız,Gidiyoruz gündüz gece,Bilmiyoruz ne haldeyiz,Gidiyoruz gündüz gece.İnsanın bireysel çaresizliğini anlatan ne hoş bir söyleyiş. Kendi isteğimizle yola çıkmadığımız gibi, kendi istediğimizi ne kadar gerçekleştirebildik?
Belki de biz kabul ettik gelmeyi ama hatırlamıyoruz ya da hatırlamama anlaşması yaptık.Gerçekleştirdiğimiz benden ne kadar hoşnuduz?Olmak istediğimin ne kadarını ben oluşturdum. Ne kadarını ailem, çevrem, okulum, kültürüm, ekonomik durumum, genetik ve fiziksel yapım (vs. ) iyi veya kötü tesadüfler oluşturdu?Beni oluşturan özelliklerin ne kadarı benim kontrolümde ve ben bunların ne kadar farkındayım ve de bunları kontrol edebiliyor muyum?
Bugünkü benin bireysel tarihinde neler oldu ki ben bunlarla yoğruldum. Bu olanların en azından şimdi farkına varabiliyor muyum? Beni böyle kılan durumların farkına varabilirsem, kendi iç yolculuğumda, olmak istediğim bene şekil verebilir miyim?Başka benlerin yolculuklarında neler olmuştur da onlar böyledirler?
SORULAR, SORULAR........
İnsanoğlu, her şeyi yapabileceğine inanmış, kendini beğenmiş o mükemmel yaratık!Dış dünyada refah ve iktidarın kavgasını yaparken, iç dünyasında da birçok sıfatlarla betimlenebilecek, mutluluk ve huzuru elde etmenin kavgasını yapıyor.Bitmek bilmeyen kavgalarımızda, başkalarını anlama çabamız kadar, kendimizi anlama çabamız yer almıyor.Hem neden değişelim ki biz mükemmeliz.
Farkına varmak ve değişmek zor ve zahmetli.Şu ya da bu nedenle böyle olmuş benin yapı taşlarını oynatmak kolay değil. Bu taşlar belli durumlarda bizi ayakta tutmak için yapılandı. Hangi durumlardı bunlar? Tüm insanlar için geçerli, kişiliği etkileyici belli durumlar var mı? Neler bunlar?Bu durumları, psikoloji kuramcıları dile getirip, insanın ipliğini pazara dökmüşler. Biz hangi ipliklerle örüldük? İpliklerimize bakmaya ne dersiniz?