Hepimizin bildiği üzere, araçlarımızda, özellikle sürücünün bulunduğu tarafta yer alan düz aynalar, arkadan gelen araçla olan mesafelerini görebilmesini sağlamak ile beraber, görüş açısını da kısıtlıyor.
Bu da sürücülerin araçların arkasını dikiz aynası üzerinden göremeyeceği kör nokta olarak da bilinen bölgelerin oluşmasına sebep oluyor.
Bu konuyu, bir benzetme ile bağlayacağım için ele almak istedim.
Şehrimizde erken başlayan siyasi yarışın sonucu ne olur bilinmez.
Ama aday adaylarının çoğu bir sinerji yarattı ve birçok negatif havayı yararak ilerliyorlar.
Etrafında ve arkasında aynı siyasi düşünceyi paylaşan veya kendisine inanan kişiler ile birlikte yürümekteler.
İşleri kolay olmadığı ve programları bir o kadar yoğun olduğu için etrafındaki olumsuzlukları, olumsuzluk yaratacak kişileri veya çok olumlu meseleleri, olumlu kişileri göremeyebilirler.
Bu yola çıkanlar muhakkak ki zeki, kültürlü, hafızaları güçlü ve donanımları olan kişilerden oluşuyor.
Sürekli ileri bakarak kendilerinden emin bir şekilde ilerler iken arada bir dikiz aynasından da arkayı gözlemlemek durumundalar.
Muhakkak öyle de yapıyorlardır.
Ancak öyle bir kör nokta vardır ki gözden kaçırdıkları durumlar da çıkabilme olasılığını unutmamaları gerekir.
Bizler hassas ve duygusal insanlarız.
İnandığımız davaların ve yaşadığımız şehrin meselelerinin, bizi yönetecek insanların kör noktasında kalmasını istemeyiz.