8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı.

Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.

1910 da Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve  kabul edildi.

Bugün kadınlarımıza gereken özeni gösteriyor muyuz?.Kadınlarımız verdikleri emeğin karşılığını alabiliyorlar mı? Kadınların emeğinin karşılığını onlara nasıl geri ödüyoruz?

Günümüzde değişen yaşam koşulları ve toplumsal dönüşüm kadına düşen görevleri arttırarak çeşitlendirmiştir. Kadın emeği, yakın zamana kadar sadece ev içi ve evle ilgili işleri yapmakla ilgiliyken, erkeklerse ev dışındaki işlerle uğraşmaktaydılar.

Kadın emeğinin işgücü sayılması, çalışma yaşamına girişiyle olmuştur. Bu aşamadan sonra kadının ev dışındaki işlerde de çalışması söz konusu olmuştur. Ancak ne yazık ki kadınlar ücret karşılığı çalıştıkları işleri dışında ev işlerini tam anlamıyla asla devredemez ve kadınlar böylelikle hem ev işini hem ücret karşılığı işini birlikte gerçekleştirmektedirler. 

Ev işleri çocuk, hasta, yaşlı bakımı işlerinin yükü, bu tür hizmetleri sunan kurumların yetersizliği çalışan kadınların yükünü arttırmaktadır. Kadın emeğini görünmez kalmaktadır bunun sebebi  açıklanırken en çok başvurulan ve en önemli kavramlardan biri de duygusal emektir.

Kapitalist ataerkinin yarattığı eşitsizliğin sonucu olarak toplumsal iş bölümünde değersiz olarak görülen, piyasa dışı faaliyet olarak nitelendirilen ve ücretlendirilmeyen bakım işleri kadınlara yüklenmektedir. Oysa ki duygusal emek  ev işleri, çocuk bakım, yaşlı bakımı gibi belki de maddi değeri çok yüksek olan görevlerdir. 

Anlaşıldığı gibi kadın toplumun temel direğini oluştururken emeği karşılıklsız bırakılarak  değersizleştirilmektedir.  Evliliğe ve aileye  büyük anlamlar  yükleyen bir toplumda kadın olmak şüphesiz  zordur. Türk kadınları bu olağanüstü ağır yükü olabilecek en uygun şekilde yıllardır başarı ile taşımaktadır.

Son söz kadın İnsandır, biz İnsanoğluyuz. Kadınlar Günü Kutlu Olsun.