Kurumlar arası, köyler arası ve bunun gibi sportif etkinlerin başlamasına az bir zaman kaldı.
Yapılan bu turnuvalarda bazı rahatsızlıkların olduğunu duyuyorum.
Kurumlar arası müsabakalara katılan bazı takımların oyuncularının, katıldığı kurum ile alakasız olduğu iddialar kulağıma geliyor.
Ben bu iddiaların doğruluğuna inanmıyorum.
Öyle kurumlar vardır ki kişinin o kuruma üye olup olmadığını bileyemeyebilirsin.
Kurumda aktif olmasa da gönül bağı olduğundan resmi olarak da üye olmuş olabilir.
Bana göre asıl sorun kazanma hırsı.
Bir hırs uğruna, iyi oyuncuları biraz gönül, biraz emrivaki, kuruma üye edilmeleri var ise bu yanlış.
Ne gerek var.
Bu turnuvaların amacı, kurumlar arası kaynaşmayı sağlamak, eğlenmek, gelen izleyicilere keyifli zaman geçirtmek değil mi?
Yensen ne olur, yenilsen ne olur?
Köyler arası yapılan futbol turnuvalarında da sporcuların ve izlemeye gelen insanların çok gerildiğini, hatta fiili kavgaya meydan verecek kadar sıkıntılar yaşandığını biliyoruz.
Bırakın bunları, siz eğlenin terinizi atın, vatandaş da izlediğinden mutlu olsun.
Lütfen unutmayın, karşınızda düşman yok.
‘Ben sporcunun, zeki, çevik, aynı zamanda ahlaklı olanını severim.’ Diyen Atatürk’ün bu sözüne kulak verelim.
Dostluk kazansın.
Saygılarımla.