Eskiden çiftçi deyince, varlıklı insanlar akla gelirdi.

Gerçekten de pamuk ekildiği dönemleri hepimiz hatırlarız.

Çiftçiler ve esnaflar için pamuk dönemi çok önemli idi.

Pamuk döneminde giren para, dört-beş ay piyasayı hareketli tutar, gözle görülür canlılık olurdu şehrimizde.

Evin önemli ihtiyaçları o dönemde alınır, traktör o dönemde yenilenir, o dönemde düğün-dernek olur, o dönemde renkli hayatlar(!) yaşanırdı.

Pamuk, tekstil fabrikaları ve çırçır işletmeleri ile birlikte binlerce-on binlerce insana da ekmek kapısı oluştururdu.

Sadece kapanan tekstil fabrikalarında yirmi bin civarında insanımız işsiz kaldı.

Çiftçi şimdi ne yapıyor?

Sebze, soya, mısır ekerek tekerini çevirmeye gayret ediyor.

Önceden olan varlığını koruyanlar daha dirençli olarak ayakta kalabiliyor ve hatta yatırım da yapabiliyorlar.

Orta halliler kırk kanaat günü kurtarıyor.

Ekonomik olarak bir altta kalan çiftçiler ise tamamen bitmiş durumdalar.

Kooperatifler tarla-bahçe ihtiyaçları için çiftçiye yardımcı olsa da Ziraat Odaları yol gösterici de olsa da eski güzel havayı yakalamak oldukça zor görünüyor.

‘Ben ekiyorum, ilaç, gübre, işçi yevmiyesi ve emek veriyorum, ürünümü hal’e götürüyorum.  50 kuruşa zorla sattığım ürünü, pazarda 1,5-2 liradan satıldığını görünce çok üzülüyorum’ diyen çiftçiyi nasıl teselli edelim?

Memleketin efendileri için hep beraber dua edelim.

Yoksa yakın gelecekte, biz onlardan daha fazla sıkıntı çekeriz.

Saygılarımla.