Uzun bir bayram tatilinin ardından çalışanlar işbaşı yaptı. Tatil dönüşü kendinizi keyifsiz, yorgun, bitkin hissediyor, uykusuzluk ve iştahsızlıktan şikayet ediyorsanız ‘Tatil Dönüşü Sendromu’ yaşıyor olabilirsiniz.
“Tatil Dönüşü Sendromu”nun, kişinin tatilin rahatlatıcı etkisinden çıkıp tekrar iş veya günlük yaşamın koşturmacasına dahil olma sürecinde ortaya çıktığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, bu sendromun birkaç gün ila birkaç hafta sürebileceğini söyledi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, ‘Tatil Dönüşü Sendromu’ hakkında bilgi verdi.
Günlük rutinlerine geri dönmede zorluk yaşayanlarda görülüyor
‘Tatil Dönüşü Sendromu’nun, bireylerin tatilin sona ermesiyle birlikte yaşadıkları fiziksel ve duygusal belirtilerle karakterize bir durum olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Tatil dönüşü sendromu, kişinin tatilin rahatlatıcı etkisinden çıkıp tekrar iş veya günlük yaşamın koşturmacasına dahil olma sürecinde ortaya çıkar ve genellikle birkaç gün ila birkaç hafta sürebilir.” dedi.
Sıkça motivasyon kaybı oluyor
Tatil dönüşü sendromu yaşayan kişilerde duygusal ve fiziksel belirtilerin oldukça çeşitli olabileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Duygusal olarak, kaygı ve stres, günlük rutine dönme ve iş/ okula geri dönme zorunluluklarıyla bağlantılı olarak artabiliyor. Motivasyon kaybı da sıkça görülüyor; tatil sonrası tekrar iş veya günlük aktivitelere odaklanma isteksizliği olarak kendini gösterebiliyor. Ayrıca, tatilin sona ermesiyle depresyon hissiyatı da artabiliyor, tatil modundan çıkma ve günlük yaşamın sorumluluklarıyla yüzleşmeyle ilişkilendirilebiliyor.” diye konuştu.
Uyku problemleri sıkça görülüyor
“Tatil Dönüşü Sendromu”nun fiziksel olarak artan yorgunluk ve halsizlik hissiyle ilişkilendirildiğini vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Dinlenme ve gevşeme sürecinden sonra tekrar normal yaşama dönmek zor olabiliyor. Uyku problemleri de sıkça görülüyor; tatilden dönüşte uyku düzeninde bozulmalar ve uyku problemleri yaşanabiliyor. Bu, yeni bir zaman dilimine veya eski uyku alışkanlıklarına geri dönme çabasıyla ilişkilendirilebiliyor. Ayrıca, bazı kişilerde tatil dönüşü sendromu baş ağrısı, mide bulantısı, sindirim problemleri gibi fiziksel rahatsızlıklara neden olabiliyor. Stres ve duygusal değişikliklerin fiziksel sağlık üzerindeki etkileri bu belirtilerin görülmesine katkıda bulunabiliyor. Bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor ve bazıları daha belirgin olabilirken, diğerleri hafif seyredebiliyor.” dedi.
Gerçek dünyaya dönme süreci duygusal değişikliklere neden oluyor
“Tatil Dönüşü Sendromu”nun nedenlerinin oldukça çeşitli olduğunu da dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Tatil süresince stresten uzaklaşma ve rahatlama sonucunda gerçek dünyaya dönme sürecinde duygusal bir değişikliğe neden olabiliyor. Tatil modunun sona ermesi, iş veya okul gibi sorumlulukların tekrar ön plana çıkmasıyla duygusal zorluklara yol açabiliyor. Ayrıca, tatil sırasında alışılmadık uyku düzenleri veya zaman dilimleri biyolojik saatleri bozabiliyor ve dönüşte uyku problemlerine neden olabiliyor. İş veya okula dönüşle birlikte yeni yükler ve beklentilerin ortaya çıkması da stresi artırabiliyor. Ayrıca, tatil sırasında alışılmış beslenme ve egzersiz alışkanlıklarının değişmesi, fiziksel ve duygusal sağlığı etkileyebiliyor. Bu faktörlerin bir araya gelmesi, tatil dönüşü sendromunun ortaya çıkmasına katkıda bulunabiliyor.” şeklinde sendromun ortaya çıkma nedenlerini anlattı.
EKSTRA BİLGİ
Tatilin Sonlanması ve Duygusal Etkileri
Tatilin bitmesi, günlük stresten ve sorumluluklardan kaçışın sona erdiği anlamına gelir. Birçok kişi için tatiller, dinlenme, yeniden enerji toplama ve zihinsel olarak rahatlama zamanlarıdır. Ancak, tatilin sona ermesiyle birlikte tekrar işe, okula veya günlük rutinlere dönme zorunluluğu, depresyon ve anksiyete gibi duygusal sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Psikologlar, tatil sonrası bu duygusal inişlerin normal olduğunu ve birçok kişinin benzer duygular yaşadığını belirtiyorlar. Uzmanlara göre, bu duyguların geçici olduğunu ve kişinin yaşam kalitesini etkilemeden önce doğru şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Depresyonun Belirtileri ve Nasıl Başa Çıkılabilir?
Tatilin sona ermesiyle ortaya çıkan depresyon hissi genellikle şu belirtilerle kendini gösterebilir:
İştah değişiklikleri (artış veya azalma),
Uyku düzeninde bozulma (uykuya dalma veya uykuda kalma zorlukları),
İştahta düşüş,
Konsantrasyon güçlüğü,
İlgisizlik veya umutsuzluk hissi,
Değersizlik veya suçluluk duyguları.
Uzmanlar, bu belirtilerden bir veya birkaçını deneyimliyorsanız ve bu duygular uzun süre devam ediyorsa, profesyonel yardım almanın önemli olduğunu vurguluyorlar. Psikoterapi, danışmanlık ve gerektiğinde ilaç tedavisi, depresyonla baş etmek için etkili yöntemler arasında yer alır.
Tatil Sonrası Depresyonu Yönetmek İçin Öneriler
Tatilin bitmesiyle birlikte ortaya çıkan depresyon hissini yönetmek için aşağıdaki stratejiler etkili olabilir:
Günlük Rutinlere Yavaş Yavaş Dönme: Tatil sonrası ani bir geçiş yerine, günlük rutinlere yavaş yavaş dönmek duygusal stresi azaltabilir.
Aktivite ve Egzersiz: Düzenli egzersiz ve fiziksel aktivite, endorfin seviyelerini artırarak ruh halini iyileştirebilir.
Sosyal Destek: Aile, arkadaşlar veya destek gruplarıyla zaman geçirmek ve duyguları paylaşmak, duygusal destek sağlayabilir.
Duyguları Kabul Etme: Depresyon hissini reddetmek yerine kabul etmek ve bu duygularla yüzleşmek, duygusal iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Hobiler ve Zevkler: Tatil sonrası keyif aldığınız hobiler ve aktivitelere zaman ayırmak, duygusal dengeyi sağlamaya yardımcı olabilir.
Sonuç ve Önemli Uyarılar
Tatilin sona ermesiyle birlikte depresyon hissinin ortaya çıkması oldukça yaygın bir durumdur. Ancak, bu duyguların geçici olduğunu ve kişinin kendini daha iyi hissetmesi için çeşitli yöntemlerin olduğunu unutmamak önemlidir. Psikologlara göre, duygusal zorluklar uzun süre devam ederse veya günlük yaşamı olumsuz etkilerse, profesyonel destek almak önemlidir.
Tatil sonrası depresyonuyla başa çıkmak, kişinin duygusal sağlığını koruması için kritik bir adımdır. Kendinize ve duygusal ihtiyaçlarınıza zaman ayırmak, sağlıklı bir adaptasyon süreci geçirmenize yardımcı olabilir.