Çevremizde aşırı şişmanlık olarak ta adlandırılan obezite, ülkemizde ve tüm dünyada hayat kalitesini
olumsuz yönde etkileyerek, ölümcül bazı rahatsızlıklara yol açmaktadır.
Obezitenin temelinde çok yemeye bağlı olarak vücutta yağ birikimi var.Bu yağ birikimi normal sınırların üstüne çıktığı zaman iç organ hastalıklarına kalp damar sistemi hastalıklarına hipertansyona şekere hatta kansere yol açmakta.
Öncelikle kendimize soralım bizim bu kadar kilolu hale gelmemize neden olan hangi alışkanlıklarımız, davranışlarımız .İster beslenme bozukluğu olsun isterse hormonlardan kaynaklı bir nedenden dolayı olsun maliyeti hem kişiye hem ülkeye oldukça fazla öyle ki 21.yüzyılın küresel boyuttaki en önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilir.
Obezitenin, yetişkinliğin yanı sıra çocukluk çağına kadar inmesi,etrafımızda normal kilosunun çok üstünde çocuklar görmemize yol açınca yetkililer devreye girmek zorunda kaldılar. Sağlık Bakanlığı obezite ile mücadele için 2014 ü Sağlıklı Yaşam ve Hareket yılı olarak ilan etmişti.Ancak bu mücadelede önümüzde daha çok uzun bir yol var.
Son zamanlarda yine diyetisyenleri pas geçip direk bıçak altına yatanları sıklıkla duymaya başladık.
Neredeyse en az 1 tanıdığımız ya da akrabamız var hepimizin obezite ameliyatı geçirmiş. Ameliyat
belirgin şekilde yaygınlaştı, yapan hekim sayısı çoğaldı halk tarafından yoğun rağbet var, gazeteler
televizyonlarda her gün yeni bir ünlünün ameliyat öncesi ve sonrası fotografları var. Benim önerim
oldukça deneyimli merkezlere başvuru yapınız gereksiz ameliyattan mutlaka kaçının.
Diyet ve sporla bir diyetisyen ile sağlıklı şekilde kilo verme olasılığınız varken bıçak altına yatmayı düşünmenizde fayda var .Sonuçta sağlıklı bir organınızın yüzde 80 kadarını aldıracaksınız.
Ancak defalarca diyetisyen ile diyet programlarını denediniz ama başarılı olamadınız, beden kütle endeksiniz 40 ın üzerinde ise ya da 35 in üzerinde ve hipertasyon diyabet gibi ek hastalıklarınız oluştu ise bu konuda deneyimli merkezlerden ve doktorlardan bilgi almanız yararlı olacaktır.