Tarsus’un en iyi kebabını o şişlerdi.
Yeniada'nın ustasıydı.
Sevgisini katıyor derler ya işte tam da öyleydi.
Kızımın çikolatacı dedesiydi.
Her kebap yemeye gittiğimizde, çırağı gönderir, çikolata getittirdi, o kadar da inceydi.
Yüzüne baktığınızda o masumluğu hissederdiniz.
25 sene önce 11 gün arayla iki tane aslan gibi kardeşini toprağa vermişti.
Sinirlendiğini, birisine bağırıp, çağırdığını hiç görmedim.
Kardeşi Kasım amcanın yol arkadaşıydı. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi.
Eşinin “Canıydı”...
Cuma günü sabaha karşı aldım kötü haberi.
Yeğeni “Ölüm bu kez bize dokundu, canımız, babamızı kaybettik” demişti.
Üst üste gelen vefat haberleri, dengemizi bozmuştu.
Dünyanın kuralıydı, doğacaktık, büyüyecektik, sınavımızı verip, göçüp gidecektik.
En büyük mirasımız geride bıraktığımız adımız olacaktı.
Mesut amcayı toprağa verdik.
Hocamızın söylediği gibi “ölüm, en güçlü ordularla korunan kalelerin ardında olsanızda gelip sizi bulacaktır”.
Ama arkanızdan herkes “ne iyi adamdı, Allah rahmet eylesin” diyorsa, bence siz o sınavdan geçmişsiniz demektir.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet, toprağı bol olsun.