KADER Mİ?

Abone Ol

BUGÜN Tarsus İdmanyurdu’nun içine sürüklendiği olumsuzluğu “KADER” olarak değerlendirmemiz mümkün mü? Bana göre elbette mümkün değildir.

 

Tarsus İdmanyurdu’nun bugün içinde bulunduğu kara tablo sadece ve sadece art niyetin ve bilinçsizliğin bir ürünüdür. Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılından bu yana var olan Tarsus İdmanyurdu, geride kalan 87 yıllık mazisinde bugün yaşadığı sıkıntıları hiçbir dönemde yaşamamıştır.

 

Peki ne oldu da Tarsus İdmanyurdu bugün bu karanlık tablo ile karşı karşıya kaldı?

 

Tarsus İdmanyurdu’nun içine düşürüldüğü bugünkü karanlık tablonun tohumları 1994 yılında atılmıştı. Çünkü o tarihlerde Tarsus belediye başkanlığına Kocamaz diye biri getirilmişti.

Belediye başkanlığı koltuğuna oturtulan bay Kocamaz zaman kaybetmeden “banko” demiş ve Tarsus İdmanyurdu’nun bir ölçüde sahibi olmuştu.

 

Banko deyip ele geçirdiği Tarsus İdmanyurdu’nun giydiği formanın rengini bilip-bilmemesi dahi önemli değildi Kocamaz için… Çünkü rüyasında dahi göremeyeceği Tarsus belediye başkanlığı görevi O’na verilmişti. Hem de demokratik (!) bir yöntemle.

 

O dönemde Bank Asya ligi olmadığı için gerçek manada Türkiye 2. liginde yer alan Tarsus İdmanyurdu zaman geçmeden 3. lige düşürülmüştü.

 

Üçüncü lige düşürüldüğü yıllarda da bir türlü iflah olamayan Tarsus İdmanyurdu, bir sonraki yıl’da ligin son maçının son dakikasında 3. ligden düşmekten kurtulunca, bay Kocamaz çalan davul-zurnanın eşliğinde oynayarak bu başarıyı (!) kutlamıştı.

Daha sonra ki yıllarda Tarsus Belediyesi’nden aldığı ihalelerle gündeme gelen Gür-İş firması tarafından yaptırılan Kırklarsırtı mevkiindeki stada taşınan Tarsus İdmanyurdu, bir ölçüde Tarsuslular’dan kopartılmış, sadece ve sadece Kocamaz’a biat eder konuma getirilmişti.

Oluşturulan bu çirkin tablo hem Tarsuslu sporseverlerin, hem de Tarsuslu işadamlarının Tarsus İdmanyurdu  camiasına yabancılaşmalarına fazlasıyla yetmişti. Yani bir ölçüde Kocamaz’ın arzu ettiği tablo hayata geçmiş oldu.

Büyük bir maziye sahip olan Tarsus İdmanyurdu’nun bugün sadece ve sadece adı kalmış.

Bu hazin tablonun neyi ifade ettiğini Tarsuslu sporseverler  çok iyi kavrıyordur. Yüreğinde Tarsus İdmanyurdu sevgisi olmayanların bu tablodan birşey anlamaları mümkün değildir, olamaz da!

            Bırakın futbolcuları kulüpte görevli aşçısının, çaycısının maaşını ödeyemeyen bir camiadan başarı beklenebilir mi?

            Aslında bu soruyu yaşadığımız Tarsus kentinin padişahı olan Kocamaz’a sormamız gerekir. Belki onunda mantıklı (!) bir cevabı olabilir.

            Bir önceki yazımda Kocamaz’a seslenerek şöyle demiştim: “Sen ne yapacaksın Tarsus’u ve Tarsusluları. Sen ne yapacaksın Tarsus İdmanyurdu’nu. Sen daha lüks yaşamaya bak. Sen yeni yıldaki iç ve dış gezi proğramını hazırla” demiştim.

            Yanlış mı yaptım bilmiyorum!

            Kocamaz’ın bundan böyle iç sahada oynanacak Tarsus İdmanyurdu maçlarına da gelmesine gerek kalmadı sanırım.

            Çünkü Tarsus İdmanyurdu’nun,  tüm hızıyla Kocamaz’ın arzu ettiği hedefe doğru yol aldığını herkes görüyor!